
Hastalık Düşman Değil, Mesajdır
Hastalık Düşman Değil, Mesajdır
Hastalık, artık ihtiyaç kalmadığında gider.
Bu cümle ilk başta sert gelebilir ama…
Gerçekten neden hastalanıyoruz?
Çünkü bazen, başka türlü elde edemeyeceğimiz şeyleri ancak hastalık sayesinde elde edebiliyoruz.
Bilinçaltımız, bastırılmış ihtiyaçlarımızı bedene yükleyerek onları görünür kılıyor.
İlaçlarla değil, farkındalıkla iyileşen hastalıklar da var. Ve bu, sandığımızdan çok daha yaygın.
Peki hastalık bize ne sağlar?
Ve neden beden acıya razı olur?
1. Kendine özen göstermenin suçluluk duymadan yolu
İlaçlar, testler, vitaminler, bakımlar, terapiler… Hasta olduğunda hepsi “hak edilmiş” olur.
Aynı parayı bir stiliste ya da masaja harcamayı dene… İçinde bir suçluluk duygusu beliriyor mu?
Ama hastaysan — bu, izinlidir.
2. Dinlenme hakkı
Birçok kadının bilinçaltında yazılı:
“Yalnızca hamileyken ya da hastayken dinlenebilirsin.”
Esnek saat, freelance iş? Hayır. Ancak beden düşerse dinlenme izni gelir.
3. Yakınlardan ilgi ve şefkat
Güçlü, zeki, kendine yeten kadınlara kimse kolayca şefkat göstermiyor.
Ancak hastalanırsan, sistem “izin veriyor”: Artık sana bakabilirler.
Ve eğer hâlâ görmezden geliniyorsan — beden sinyali büyütür.
Ta ki duyulana kadar.
4. Dikkat çekmek
Hastalık bazen görünür olmanın yolu olur.
Hakkında konuşulursun. İnsanlar merak eder.
Ve ne kadar “nadir” ya da “karmaşık” bir hastalıksa, o kadar “özel” hissedebilirsin.
5. Saygı kazanmak
Ağır acılar çeken biri, hem acıma hem de derin bir saygı uyandırır:
“Allah kimseye vermesin…”
Ama bir yandan da, insanlar şöyle der: “Nasıl da güçlü, dayanıklı biri!”
Eğer kendine ya da başkalarına karşı uzun zamandır saygı hissetmiyorsan — hastalık bu saygıyı almanın bir yoluna dönüşebilir.
6. Ertelemek istediğin kararları ertelemenin bahanesi
Çocuğun ağır hastaysa, boşanma konusu bekler.
Kendin hastaysan, iş değişikliği ertelenir.
Bir yakınla ilgileniyorsan, özel hayatını sorgulamaya gerek kalmaz.
Beden, o kararı senin yerine erteler.
7. Yavaşlamak ve içini duymak
Hastalık seni yavaşlatır.
Ve bu yavaşlıkta, bastırılmış sesler duyulur hale gelir.
Bir nefes, bir adım… her şey anlam kazanır.
8. “Hasta ne isterse olur” hakkı
Hastaya saygı gösterilir.
Yıllardır eşinden rica ettiğin şeyi bir anda yaptırabilirsin.
Kırık kulp bile onarılır, çünkü artık önemlidir.
9. Dünyaya başka bir yerden bakmak
Sadece tavandaki çatlağa bakabildiğin saatler oldu mu?
Bir perde kıvrımında hayal gördün mü?
Hastalık, seni başka bir algıya taşır.
Ayrıntılar büyür, zaman durur.
Ve dünya farklı görünmeye başlar.
10. Hayatını yeniden değerlendirmek
Ağır hastalıklar, sahte gerçeklikleri siler.
Bir anda yalnızca sen ve çıplak gerçeğin kalırsınız.
Ve orada, hayat yeniden yazılır.
Bilinçaltınin ihtiyaçlar yok olmaz.
Sadece başka yollardan kendini gösterir.
Eğer ihtiyaçlarını açıkça ifade etmeyi öğrenememişsen, beden devreye girer.
Ve bu ihtiyaçları hastalık aracılığıyla almaya başlarsın.
Çocuklarda ya da doğuştan hastalıklarda bile — annenin bilinçaltı ihtiyacı etkili olabilir.
İşe gitmemek, ilgi görmek, anlam bulmak…
Tüm bunlar bazen “hastalık” kimliğiyle karşılanır.
Bunu doğrudan kabul etmek kolay değil.
Ama farkındalık adım adım gelişir.
O zaman ne yapmalı?
1. Kendine sor: Bu hastalık bana ne kazandırıyor?
Gerçekten dürüst bir liste yap.
2. Her maddeyi hisset.
Kendini suçlama. Kendine şefkatle bak.
Bu, hayatta kalma yöntemindi. Şimdi farkına varıyorsun.
3. Aynı ihtiyaçları başka yollarla karşılama izni ver kendine.
Dile getir. Talep et. Kendini duy ve ifade et.
Hastalık, artık ona ihtiyacın kalmadığında gider.
- Ama önce… onu duyman gerekir.