
Çekim Yasasının Gizli Haritası: 3 Seviyede Yaratım Ustalığı
Çekim yasasını
bence tanımayan yoktur. Ve onun varlığı ifade edebilmek için çeşitli cümleleri
kullanıyoruz:
-
Benzer
benzeri çeker
-
Düşünce
gerçeğe dönüşür
-
İçinde
ne varsa dışarıda da o
-
Evren
bizim aynadır.
Söz çok, ancak
anlam tek: eğer hayatınızda bir şey iyi yönde değiştirmek istiyorsanız, içinden
değişmesi gerekeni bulun ve her şey gerçekleşir.
O zaman neden bu
kadar kendi içsel dünya ile uğraşan, çalışan insanın bu çekim yasası her zaman
çalışmıyor? Çekim yasası belirli şartlar yerine getirildiğinde çalışır. Ve bu
yazıya yazmam asıl amacı çekin yasasının çalıştığı üç farklı gerçekliği
anlatabilmek ve çekim yasasının çalışma engelleyen olanları gösterebilmektir.
Çekim yasasının
çalışmasının üç seviye gerçekliği.
Çekim yasası
neden her zaman çalışmadığını anlamamız için hangi seviyelerde çalıştığını
bakmak en kolay yolu. Bu size hangi seviyede olduğunuzu anlamanızı sağlayacak
ve hayatınızda Çekim yasası kullanabilen üstada dönüşmenizi yardımcı olacak.
Birinci seviye –
UMUT
Bu seviyenin
amacı sizin düşüncelerinizin gerçekleştiğini sizi alıştırmaktır. Bu seviyede pozitif
düşünceye geçtiğinizde kendi gerçekliği yaratabilme imkanının olacak olasılığı
ile yaşıyoruz.
Bu seviyede en
yoğun duygusal sallantısı genellikle yaşarız, çünkü hayallerimizde,
isteklerimizde hala korku, eksik, öfke, bazen aşırı heyecan, bazen hayranlık ve
her şey nihayet değişeceğini umudu var. İleriye 2 adım atıyoruz ondan sonra 1
adım geri adım atıyoruz.
Alışılmış
olduğumuz davranışımıza geri dönüyoruz, bildiğimiz yolları tekrar kullanımına
düşüyoruz. Ama bu seviyede bile hayatımız azcık da olsa değişmeye başlıyor.
Bu seviyede Çekim
yasasının varlığı daha çok fark etmiyoruz. Ufak tefek yaratımlar gerçekleşiyor,
ancak gerçekten ihtiyaç duyduğumuz alanında büyük sonuçları göremiyoruz, çünkü
hala bunu hak ettiğimizi emin değiliz.
Elde ettiğimiz
bilgileri hayata dahil etmeye başladığımızda yavaşça kendi gerçekliği
değiştireceğimizi inancımız devreye girmeye başlıyor ve ikinci seviyeye
geçişine hazır haline geliyoruz.
İkinci seviye –
İNANÇ
Bu seviyede içsel
olarak 100% emin hale geliyoruz istediğimize ulaşabiliriz. Zihinsel aktiviteden
ve olumlamalardan daha derin seviyeye iniyoruz: kalbimize. Burada hissedebilme
devreye giriyor.
Bu seviyede artık
sahip olmak istediğimiz ve aldığımız arasında farkını görmeye başlıyoruz. Ve
istediğimize ulaşmak için belirli adımları atmamız gerekiiyor.
Çekim yasasının
bu seviyede yavaş çalışma nedeni ise direnç. Hayatımızda büyük değişimler
istiyoruz ama onlara karşı bilinçsizde direniyoruz. Çünkü en çok değişim
yaratmak istediğimiz yaşam alanlarında en çok acı ve travma saklı. Belirli bir
noktaya geliyoruz burada, istediğimiz hayatı yaşayabilme hakkı olduğunu kendi
kendimize ispat edebilme noktasına.
Çoğumuz bu nokta
resmen vuruş gibi algılıyor – Ben hak etmiyorum, ve geri dönüyor. Aslında
burada çok basit ama çok etkili bir farkındalık vereceğim size. Ben hak
etmiyorum hissiyat uyandığında aslıda tam olarak neye ihtiyacım olduğunu
bilmiyorum süslü versiyona karşı karşıyız.
Eğer sahip
olduğumuz içsel istek ilahi amacı ile hizalanmış durumda ise bu istek mutlaka
gerçekleşir. Ancak bu isteğin gerçekleşmesi için istikrarımızı mutlaka
kullanmamız gerekecek. Ben bunu hak ediyorum istikrarı.
İçsel değer
yükseldikçe onu dış dünyada yansıtmayı başlıyoruz ve o zaman gerçek inanç
kendini gösterebilecek boyutuna geliyor.
Bu seviyede Çekim
yasası nasıl çalışıyor: zihinsel seviyenin ötesi bir de algının başka yolları
kullanmaya başlıyoruz. Hayal etmek, hissetmek. Niyetimizi görmeyi ve hissetmeyi
öğreniyoruz. Neşenin ve şükranın üzerine odaklanmaya başlıyoruz. Ve ne kadar
tatmin olma, keyif alma durumların içerisine giriyorsak o kadar hayatımızı
değiştirmek için enerjimiz oluyor. Titreşimiz yükseliyor ve Evrene
gönderdiğimiz sinyalimiz değişiyor. Çekim yasasının kuralına göre bize de
dönecek olan da değişiyor.
Eğer bu modundan
düştüysek yada bir türlü şükran hissiyatımızı yaratmıyorsak bizim hayatımıza
isteğimizin bir başka versiyonu geliyor.
İlk seviyesinde
sadece olabilme düşünce ekiyoruz, ama ikinci seviyede artık olacak inancımızla
yaşıyoruz.
İnancımızı
güçlendirmek için tavsiye:
-
Kişisel
başarının defteri oluşturun, istekleri ve hayalleri bu deftere yazın. Ve
isteğiniz gerçekleştiğinde mutlaka yanına tik atın. Birkaç ay sonra bu deftere
baktığınızda Çekim yasasının çalıştığını kanıtını görmüş olursunuz.
Üçüncü seviye –
TOTAL BİLİŞ
Üçüncü seviyeye
biz total biliş ile geçiş yapıyoruz. Niyetimizin gerçekleşmesi doğuştan verilen
bir hak olduğunu ve dışarıda yaşananlar tamamen içsel durumun yansıtması bilişi
ile.
Umut etmiyoruz, inanmıyoruz
buna, bu şeklinde olduğunu biliyorsunuz. Bu seviyede senkronizasyon çalışıyor.
Düşündüğünüz anda olasılıklar oluşmaya başlıyor: insanlar geliyor, bir şeyler
çözümleniyor. Her şey doğal şeklinde, zorlanmadan gerçekleşiyor.
Yasanın sürekli
çalışılması için tek bir şart var: sürekli akışta olmak.
Keyifli anı
yakalamak, sahip olduğumuz imkanlara şükran duymak…
Elleri ile
çamaşır yıkamak zorunda olduğunuzu anı hatırlayın ve bir anda çamaşır makinesi
sizin alanınıza geldi. Süreç ne kadar kolaylaştığını ve başka bir şey yapabilme
zamanı ortaya çıktı. Tatmin olma ve şükran duygusu hatırlayın, bu kilit noktasıdır.
Eğer bu hissiyatı
kaybediyorsanız tekrardan bu duygu durumuna yükselebilmek için size ait has
mekanizma bulun.
İkinci seviyede
tüm algı merkezleri devreye almayı öğrendik, ama burada yaratımda artık
ustalaştık, hissiyata güvenmeyi ve isteği netleştirmeyi öğrendik. Aslında olmak
istediğimiz gerçekliği ile hizalanıyoruz ve neye ihtiyacımız olduğunu orada
olabilmek için görebiliyoruz.
Belki
davranışlarımıza, düşüncelerimize ufak değişiklikleri katarak eyleme geçmemiz
gerekiyor, ama odak noktası her zaman hedefte olmalı.
Peki, Çekim
yasası hangi durumda çalışmıyor?
Sadece üç tane
neden var Çekim yasası çalışmadığını yada onun çalışması yavaşladığını:
1.
Kendine
karşı sevgi eksikliği
Kendine karşı sevgi resmen altın anahtar her şeyin çalışabilmesi için. İlk
aşkın verdiği uçma hissiyatı gibi, seçtiğiniz kişiyi seviyoruz ve onun
eksikleri, hataları görmüyoruz. Çekim yasasının çalışması için kendimize karşı
aynı bu şeklinde yaklaşım olmalı – kendinden keyif almak, beğenmek, yaptıkları
ile tatmin olmak.
Kendimizi reddettiğimiz, başkası ile kıyasladığımız, ihtiyaçlarımızı
karşılıksız bıraktığımız, hak etmediğimiz anları yakalamak gerekiyor. Kendine
karşı sevgi – diğer tüm inşa edeceğimiz binanın temelidir.
2.
Büyük
miktarda kısıtlayıcı inançlara sahip olmak.
Eğer hayatımızı yüksek katlı binaya benzetirsek, an altta bodrum katı var.
Ve bu katta eski, kısıtlayıcı inançların biriktiği yer.
Yukarıya yükseliyor olabiliriz, ancak bu bodrum katı temizlemediğimiz
sürece tekrar ve tekrar buraya dönmek zorunda kalıyoruz. Bu inançları
temizlediğimizde artık inecek amaç kalmayacak ve eski düşünce kalıplara dönüş
yaşamayacağız. Böylece Çekin yasası kendi gücü göstermeye başlar.
3.
Enerjetik
alanında bloklar.
Eğer
alt çakralarımızda bir dengesizlik varsa, beden niyet ettiğimiz yaratımı gerçekleştirecek
enerjisi geçiremez. Birinci çakra tam da bunun sorumluluğu üstleniyor:
hayallerimizin fiziksel boyutunu oluşturmak. Bu çakrada aile ve soy ile ilgili
inançlar saklı ve onların arasında bir düzen oluşturmak gerekiyor. Aynı zamanda
tepe çakramızdan bedenimize giren enerji akışı tüm çakralardan rahat geçmeli.
Umut ediyorum ki,
şimdi Çekim yasası neden tam istediğimiz gibi çalışmadı daha net anlaşılıyor.
Çekim yasası ile muazzam ilişkilileri kurmanızı ve hayatınıza olan üstü
değişimleri çekmenizi tüm kalbimle diliyorum.
Sevgi ile olun